Covid-19’un Uluslararası Alacak Yönetimine Etkileri

Pandemiden sonra hayatımıza pek çok zorluk ve bunla fırsatlar da girdi. Bu kapsamda covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri konusunu bu yazımda ele aldım. Mart 2020 itibariyle iş dünyası da Covid-19’un sonuçlarıyla yüzleşti ve alacak yönetim sektöründe değişimler, dönüşümler yaşandı. Uluslararası tahsilat alanında Türkiye’deki öncü ve lider şirket olan ARS Danışmanlık’ın kurucusu ve genel müdürü olarak benim de bu sektördeki değişimleri yakından gözlemleme fırsatım oldu.

Covid-19'un uluslararası alacak yönetimine etkileri

Covid-19’un Uluslararası Alacak Yönetimine Etkileri 

Bu yazımda sizlerle, alacak yönetim süreçlerinde yaşanan değişimleri, gözlem ve deneyimlerimize dayanarak paylaşmak istiyorum. Bu değişimleri özellikle 2 temel konu olarak ele alacağım.

1.En Çok İhmal Edilen ‘Yazılı Sözleşmeler’ Artık Önemsenmeye Başladı

Covid-19 hayatımıza girmeden önce, dış ticaretle uğraşan şirketlerin, yurtdışındaki müşterileriyle yazılı sözleşmeler yaptığını pek görmüyorduk maalesef. Özellikle tekstil, gıda ve otomotiv gibi sektörlerde, sözleşme imzalama sürecine girmek, ticareti yavaşlatan bir unsurdu. Konuya devam etmeden hatırlatmak istediğim bir detay daha var. Bu da hangi sektör olursa olsun, sade ve kısa bir sözleşme ticareti güçlendiren araçlardan biridir. 

Pandemiyle birlikte bazı durumlara rastladık. Bunlardan biri pek çok kişinin ve şirketin Covid-19’u bahane etmesidir. Covid-19 onlar için ödemelerini geciktirme noktasında bir bahaneydi. Sadece ülkemizde değil, dünyanın pek çok ülkesinde covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri söz konusudur. Yani, dünyanın birçok yerinde bu bahaneler söz konusudur. Biz; alacaklı ve borçlu arasındaki uzlaşma köprüsünü kuran bir tahsilat ajansıyız. Bundan dolayı gözlerimizi derhal taraflar arasındaki sözleşmelere çevirdik. Maalesef pek çok sektörde sözleşme yapmanın bir kez daha ne kadar ihmal edilmiş olduğunu gördük.

Alacaklı ile borçlu arasında sözleşme olan durumlarda ise, sözleşme maddelerinin pandemi gibi bir durumda nasıl ilerleneceğine dair yeterince açık ve net ifadeler içermediğini fark ettik. Elbette ki bu ihmaller, borçlu tarafların öne sürdüğü ‘ödeme gecikmelerini’ artırmıştı. Fakat titiz ve dikkatli bir çalışma ile çoğu dosyada alacaklı ile borçluyu uzlaştırdık. Tarafların mutabık kaldığı ödeme planları üzerinde anlaşmalar sağlamayı başardık. 

Özetle, Mart 2020’den bugüne bazı değişimler gördüm. İhracat ve ithalatla uğraşan şirketlerimizin büyük bir çoğunluğu, artık yurtdışındaki firmalarla yazılı sözleşmeler yapma başladı. Hatta yabancı firmalar da yazılı sözleşmeyi talep eder ve daha fazla önemser oldu. Covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri kendini burada da gösterdi. Sade ve kısa bile olsa, tarafları ve ticareti güçlendiren bu sözleşme konusunda ihmaller de azaldı. Umarım, yazılı sözleşme yapmanın önemini daima hafızalarımızda tutarız. 

Covid-19’un Uluslararası Alacak Yönetimine Etkileri

2.Borçlular ile Online Toplantılar Artık Sık Kullanılıyor

Telefon aramaları, e- posta, kargo gönderimi gibi tahsilat süreçlerinde pek çok araç kullanılmaktadır. Bunların yanında yüz yüze görüşmeler de çok önemli bir paya sahiptir. Bir yandan alacağın takip ve tahsili için yüz yüze yapılan toplantılar etkili yöntem kabul edilir. Öte yandan, borçluyu ziyaret için yapılan yol masrafları, harcanan zaman ve çaba kişiye pahalıya patlar.

Covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri kapsamında pandemiyle birlikte bazı durumlar fark ettik. Bunlardan biri hangi ülkede olursa olsun, borçlu firma ile yapılan online toplantılar neredeyse yüz yüze görüşmeler kadar güçlüydü. Elbette yurtdışında alacağı olan müşterilerimiz bu online buluşmaları, dosyayı bize göndermeden önce kendileri de rahatlıkla ve kolaylıkla yapabiliyordu. Fakat uluslararası bir tahsilat ajansı olarak, dosyaların takip süreci bize geçtikten sonra borçlularla yaptığımız online buluşmalarda borçlunun ana dilinde görüşmeler gerçekleştiği için başarı şansımız hep çok daha yüksek olmuştur. 

Covid-19 gibi ödemeyi geciktirme bahanesi olarak rahatça kullanılmaya müsait bir gündem vardı. Sağlıklı iletişim ve borcun neden ödenmediğinin doğru anlaşılması, çözüm açısından eskisinden de önemli hale geldi. Haliyle alacak yönetim sürecinde hem borçlular hem alacaklılarla yapılan online toplantılar sayesinde uzlaşmayla tahsilat kolaylaştı. Hatta 2021 senesinde takip etmiş olduğumuz uluslararası borç dosyaları içinde online toplantı gerçekleştirdiklerimizde ortalama 3 gün içerisinde ya ödeme planı üzerinde anlaşıldı ya kısmi tahsilatla mutabakat yapıldı. 

Özetle Mart 2020’den bugüne şu değişimi görüyorum. Covid-19 sonrası online toplantıların daha sık kullanılmaya başlamasıyla birlikte artık alacak yönetim süreçlerinde daha kısa sürede daha fazla tahsilat şansı da artmış durumdadır. Evet, online buluşmalar eskiden de bir seçenek olarak vardı. Fakat pandemiyle birlikte, bu konuda eskisinden çok daha mesafeli davranan firma ve kişiler bile artık bu konuda daha açık oldu. Bu kişiler online görüşmelere uyum sağladı. Covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri kendini bu şekilde gösterdi.

Daha Pek Çok Değişim Kapıda Görünüyor

Covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri etkileri elbette bu 2 konudan ibaret değil. Ben bu yazımda, en önemli bulduğum ve pozitif etkilerini gözlemlediğim değişimleri paylaşmak istedim. Negatif etkilerden konuşmak genelde en kolayı ve pandeminin etkileri deyince akla ilk gelendir. Fakat ben kolaya kaçmayı pek sevmem. Yazımın ilk giriş cümlesinde bahsettiğim zorluklar yerine, fırsatlardan bahsetmeyi seçtim. 

Fırsat olarak yorumlanabilecek olan Covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri kapsamında 2 konudan zaten bahsettik. Yanı sıra, dış ticaretle uğraşan firmalar artık yabancı müşteri adaylarıyla alelacele iş yapmıyor. Bunun yerine onlar hakkında daha iyi bir ön araştırma ve istihbarat yaptığını da gözlemliyorum. Yani aslında pandemi, ihracat ve ithalat yapan şirketlere bir anlamda yabancı müşteri seçiminde ne kadar titiz davranılması gerektiğinin altını çizdi. Bununla birlikte itibar ve finansal anlamda güçlü şirketlerle iş yapılmasının önemini hatırlattı. 

Benzer şekilde, firmaların nakit akışına verdiği önemin arttığını ve bir tahsilat ajansı olarak, artık çok daha yeni ve genç borç dosyalarının bize aktarılmaya başlandığını da ekleyebilirim. Tahsilat ajanslarındaki ve alacak yönetim süreçlerindeki dijitalleşmenin arttığından da bahsetmek mümkün. Açıkçası, bunlar ve pek çok daha değişim, yenilik ve fırsat kapıda görünüyor ki sonraki yazılarımda bunlara da yer vermeyi planlıyorum. 

Covid-19’un uluslararası alacak yönetimine etkileri kapsamında yaşadığımız değişimleri sizler için  anlattım.

 

Umuyorum ki yurtiçinde ve yurtdışında hiçbir zaman ‘alacağınız kalmasın’. Fakat olur da kalırsa, 155 ülkedeki global ağımız sayesinde size destek vermek için buradayız. 

Ayşe Burcu Arslan Demirtaş

ARS Danışmanlık Kurucusu ve Genel Müdürü

 

Kategori: Blog
Önceki yazı
Tahsilat Önce Eğitimle Başlar!
Sonraki yazı
Start-up’ların Büyümesi için Tahsilatlarını Kolaylaştıracak 5 İpucu